Hepatitin, karaciğerin iltihaplanması anlamına gelen bir hastalık olduğunu ifade eden Doç. Dr. Nevin İnce, genellikle virüsler nedeniyle olsa da bazı ilaçlar, alkol ve otoimmün hastalıklar gibi diğer faktörlerin de hepatite yol açabileceğine işaret etti. Hepatit virüslerinin hepatit A, B, C, D ve E olarak bilindiğini kaydeden Doç. Dr. İnce, “Dünya üzerinde 354 milyondan fazla insan viral hepatit virüsleri ile yaşamaktadır. Kronik viral hepatitlere bağlı gelişen karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri halen tüm dünyada ölümlerin önemli bir nedenini oluşturmaktadır.” dedi.
“Tek Hayat, Tek Karaciğer”
Viral hepatitlerle ilgili farkındalığın artırılması amacıyla hepatit B yüzey antijenini saptayan ve HBV aşısını da geliştirerek 1976’da Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nün sahibi olan Dr. Baruch Blumberg’in doğum gününün “28 Temmuz Dünya Hepatit Günü” olarak tanımlandığı bilgisini paylaşan Doç. Dr. İnce, “Dünya Hepatit Günü’nde viral hepatitler konusunda toplumun eğitimine ve farkındalığına daha fazla yer verilmesi, ulusal taramaların artırılması ve toplumun bu taramalara katılmasının sağlanması amaçlanmaktadır.” diyerek sağlık taramalarının önemine vurgu yaptı.
Hepatitin, farklı tiplerde olabildiği gibi farklı şekillerde de bulaşabileceğine işaret eden Doç. Dr. İnce, “En yaygın hepatit tipleri; A, B, C, D ve E'dir. Bu tiplerin her biri farklı virüslerdir ve farklı yollarla bulaşırlar. Hepatit enfeksiyonlarının yaygın belirtileri; halsizlik ve yorgunluk, iştah kaybı, mide bulantısı ve kusma, karın ağrısı ve şişkinlik, ateş, ciltte ve göz beyazlarında sararma (sarılık), idrarın koyu renkte olması, dışkının açık renkte olmasıdır.” dedi.
“Kronik Hepatit, Siroz ve Karaciğer Kanseri Gibi Ciddi Komplikasyonlara Neden Olabilir”
Hepatit virüslerinin; enfekte kişinin kanı, vücut sıvıları ve dışkısı yoluyla bulaşabildiğini dile getiren Doç. Dr. İnce, “Bu nedenle, ortak kullanılan iğneler, cinsel temas, kan transfüzyonları, kontamine su ve gıdalar, hamilelik ve doğum gibi durumlar hepatit virüslerinin bulaşmasına neden olabilir. Hepatit, akut veya kronik olarak iki şekilde görülür, Hepatit B ve Hepatit C, akut dönemden sonra kronikleşebilir. Akut hepatit, kısa süreli bir enfeksiyonu ifade eder ve bazı vakalarda kendiliğinden iyileşebilir. Ancak, kronik hepatit, uzun süreli devam eden bir enfeksiyondur ve karaciğeri yavaşça hasara uğratır. Kronik hepatit, tedavi edilmez ise siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir.” şeklinde konuştu.
“Düzenli Aşılanma, Hepatit Enfeksiyonlarından Korunmada Önemli Bir Rol Oynar”
Hepatit hastalığının tedavisinin, enfeksiyonun tipine ve şiddetine bağlı olarak değiştiğini aktaran Doç. Dr. İnce, “Akut hepatitlerde genellikle tedavi semptomatik destek ve istirahat önerilirken, kronik hepatitlerde antiviral ilaçlar ve bazı durumlarda karaciğer nakli gerekebilir. Hepatit virüslerinden korunmak ve yayılmasını önlemek için aşılar mevcuttur. Hepatit A ve hepatit B virüslerine karşı yapılması gereken aşılar mevcut olup, çocukluk çağı aşı takviminde bu aşılar yer almakta ve bebek aşıları yapılmaktadır. Erişkin yaş grubunda bu hastalıklara karşı bağışıklığı olmayan kişilerin de aşılanması gerekmektedir. Ayrıca, hijyenik yaşam tarzı ve bulaşıcı hastalıklar konusunda bilinçli olmak da hepatit A ve hepatit E gibi oral-fekal bulaş olan virüslerden korunmaya da yardımcı olur.” ifadelerine yer verdi.
Riskli Gruplar
Hepatit için riskli grupların, enfeksiyonun yayılma yollarına ve hastalığı kolaylaştıran faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebileceğini vurgulayan Doç. Dr. İnce; hepatit B ve C için riskli grupları şu şekilde sıraladı:
“Kan ve kan ürünleriyle temas eden sağlık çalışanları, uyuşturucu kullanıcıları ve ortak iğne kullananlar, cinsel yolla bulaşma riski yüksek olan kişiler (birden fazla cinsel partneri olanlar, korunmasız cinsel ilişkiye girenler), düzenli olarak tıbbi prosedürlere maruz kalanlar (diyaliz hastaları, organ nakli yapılanlar), daha önce hepatit B veya C ile enfekte olmuş olanlar, taşıyıcı olan annelerden doğan bebekler, HIV/AIDS ile yaşayan kişiler…
Hepatit A ve E için riskli gruplar hakkında da bilgi veren Doç. Dr. İnce, “Hijyenik olmayan koşullarda yaşayanlar veya seyahat edenler (kontamine su ve gıda tüketimi riski yüksek), hepatit A ve E'ye maruz kalmamış kişiler (aşılanmamış veya geçirilmiş enfeksiyonu olmayanlar), gebelerde hepatit E enfeksiyonu daha ciddi seyredebilir, bu nedenle gebe kadınlar riskli grupta yer alır.” şeklinde konuştu.
Hepatit virüslerinin dünya genelinde yaygın olarak bulunduğunun altını çizen Doç. Dr. İnce, riskli gruplara ek olarak herkesin hepatit enfeksiyonlarından etkilenebildiğini sözlerine ekledi. Bu nedenle, hepatit virüslerine karşı aşılanma, hijyenik yaşam tarzı ve bulaşıcı hastalıklar konusunda bilinçli olmanın, enfeksiyon riskini azaltmaya ve hastalığı önlemeye yardımcı olacağını vurgulayan Doç. Dr. İnce, “Hepatit enfeksiyonundan şüpheleniyorsanız veya hepatit aşısı olmak istiyorsanız, sağlık uzmanınıza danışmanız önemlidir.” dedi.
Hepatit Önlenebilir
“Hepatit çoğunlukla önlenebilir hastalıklardan biridir.” diyen Doç. Dr. İnce; “Hepatit virüslerinin neden olduğu enfeksiyonlar genellikle dikkatli önlemlerle önlenebilir ve bulaşma riski azaltılabilir.” dedi.
Hepatit A ve hepatit B virüslerine karşı etkili aşıların mevcut olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. İnce; “Aşılama, bu virüslere karşı bağışıklık kazanmanıza yardımcı olur ve enfeksiyondan korur. Aşılamayı düzenli olarak yaptırmak, hepatit enfeksiyonlarından korunmada en etkili yöntemdir.” şeklinde konuştu.
Hepatit A ve E virüslerine karşı önemli koruyucu önlemler arasında hijyen kurallarının önemine vurgu yapan Doç. Dr. İnce; ellerin sık sık yıkanması, kontamine su ve gıdalardan kaçınılması, kişisel hijyene dikkat edilmesi gerektiğine değindi.
Hepatit B ve C virüslerinin ise cinsel yolla bulaşabilen virüsler olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İnce, cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanmanın, bu virüslerin bulaşma riskini azaltacağını belirtti.
“Erken Teşhis ve Tedavi de Enfeksiyonun Yayılmasını Önlemek ve Hastalıkla Başa Çıkmak İçin Önemlidir”
Hepatit B ve C virüslerinin kan yoluyla bulaşabildiğini ifade eden Öğretim Üyemiz, “Bu nedenle enjeksiyon gerekli durumlarda asla paylaşılan iğneler kullanılmamalıdır. Eğer kan veya kan ürünleri ihtiyacınız varsa, güvenilir sağlık tesislerinden temin edilmelidir. Aynı zamanda, tıbbi işlemler sırasında sterilizasyon kurallarına dikkat edilmesi önemlidir.” diye konuştu.
Hamilelik ve doğum sırasında hepatit B virüsünün anneden bebeğe geçebildiğine dikkat çeken Doç. Dr. İnce, gebelik sürecinde düzenli doktor kontrolleri ve doğum sonrasında bebeklerin aşılanmasının önemli olduğunu vurguladı.
Alınan önlemlerin hepatit enfeksiyonlarını büyük ölçüde önlemeye yardımcı olacağını ifade eden Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nevin İnce “Sağlık kuruluşlarının ve hükümetlerin de hepatit enfeksiyonlarıyla mücadelede farkındalığı artırmak ve aşılamayı teşvik etmek gibi önemli rolleri vardır. Hepatit enfeksiyonlarını önlemenin yanı sıra, erken teşhis ve tedavi de enfeksiyonun yayılmasını önlemek ve hastalıkla başa çıkmak için önemlidir.” diyerek açıklamasını tamamladı.